7 Ekim 2011 Cuma
Şişko olan seyrek sakallı, büyük kafalı ve geniş alınlıydı. Kabarık saçları hiç taranmamış gibiydi. Gülünce gözleri kısılıyor, suratı sırf kaş oluyordu. Yerinden değil de üstten çıkan dişi çirkin gülümsemesine bir de çocukluk katıyordu. Diğerinin kendine baktığı belliydi. Renkli tişörtleri, buğday teni, taranmış saçları, şekilli sakalları ile her an bir kıza yazmaya hazırdı. Büyük düğmeli, geniş, fırfırlı yakalı kazağıyla da çok havalı oluyordu.
Çocukluk arkadaşıydılar ve her sabah aynı otobüse biniyorlardı. İlk karşılaştıklarında her şey güzel başlamış, mahalle, futbol, karı kız derken adeta yol arkadaşı olmuşlardı. Tabi tabi haklısın'lar, Sorma abi neydi o ya'lar, Ya olm ne komik adamsın lan'lar havada uçuşuyordu. Körükte demirin üstüne oturuyorlar, yer boşalınca sen otur diye birbirlerine ısrar ediyorlardı. Aslında, bu kadar iyi anlaşacak insanlar değillerdi ama birlikte geçirdikleri çocuklukları onları kanka olmaya zorluyordu. Bu da her ikisinin üzerinde baskı oluşturuyordu. Beklendiği üzere, konular bir bir azalmaya başlamış, şen kahkalar yerini derin sessizliklere, tabi tabi haklısınlar saçmalama oğlumlara bırakmıştı. Aralarındaki soğukluk günden güne artıyor, derin sessizlikler bazen otobüstekileri bile geriyordu. 
Böyle günlerden biriydi ve renkli tişörtlü yolda lise üniformalı genci göstererek atıldı;
-Lan biz böyle miydik, biz gömleği içeri sokmazdık aga. Neydik biz ya?
-Tabi abi bu ne ya, inektir oğlum bu.
-Aga bak hatırladım, bi kere hoca sınıfa gelmişti, benim de gömlek dışarıda tabii.
-Eee?
-En arkada oturuyorum, hoca geldi yanıma, gömleğini içeri sok dedi.
-Hadi ya
-Sokmuyorum lan dedim. O da sok lan dedi.
-Eee?
-Si.tir lan dedim. Sen kime gömlek ceket diyosun dedim.
-Sana gömlek ceket mi dedi?
-Gel lan müdüre gidiyoruz dedi.
-Hee
-Dışarı çıktık, soktum tuvalete bunu, ağzını burnunu kırdım yavşağın
-Yapma ya
-Sonra korkusundan müdüre de söyleyemedi hahaha.
Bu da nesiydi. Delikanlı efsanesi lise anısı da ne demekti. Bu olay son noktaydı. Bu anıların yüzde doksan dokuzunun yalan ve abartı olduğunu herkes biliyordu. Ancak ergenlikten çıkamamış biri bu tarz hikayeler anlatabilirdi. Şişko, Tolstoy'un insanlar yalan söylerken olmak istedikleri insanı anlatır lafını hatırladı. Bu işi bitirme vaktinin geldiğini anlamıştı. Emmi edasıyla gerildi, kolunu koltuğun arkasına attı, gözleri parladı, alt dudağı titredi, uzaklara baktı ve tekrar arkadaşına döndü.
-O ne ki biz bıçaklamıştık oğlum hocayı adam hık dedi gitti şerefsizim.
Ağır olmuştu ama haketmişti. Delikanlı efsanesi lise anısıyla dalga geçmek büyük hakaretti. Taralı saç da çok ileri gittiğini farketti. Konuyu değiştiremezse rezalet çıkacağını anladı
'Kanka bizim orda süper kızlar var, bi gün gel lan' dedi.

0 yorum:

İzleyiciler

Blogger tarafından desteklenmektedir.